Blog.

🔥 Arda Güler, Şampiyonlar Ligi’nde Juventus ile Real Madrid arasında oynanan maçın hemen ardından, tarihte daha önce görülmemiş bir rekora imza atarak tüm futbol dünyasını şaşkına çevirdi. Bu genç oyuncu, beklenmedik bir açıklama yaparak herkesin dikkatini üzerine çekti.

🔥 Arda Güler, Şampiyonlar Ligi’nde Juventus ile Real Madrid arasında oynanan maçın hemen ardından, tarihte daha önce görülmemiş bir rekora imza atarak tüm futbol dünyasını şaşkına çevirdi. Bu genç oyuncu, beklenmedik bir açıklama yaparak herkesin dikkatini üzerine çekti.

admin
admin
Posted underNews

Arda Güler, Şampiyonlar Ligi’nde Juventus ile Real Madrid arasında oynanan maçın hemen ardından tarihte daha önce görülmemiş bir rekora imza attı. Bu oyuncu, tüm futbol dünyasını şaşırtan BEKLENMEDİK bir açıklama yaptı.

22 Ekim 2025’te, efsanevi Santiago Bernabeu Stadyumu’nda oynanan heyecan verici karşılaşmada Real Madrid, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde İtalyan devi Juventus’u zorlu bir mücadeleyle 1-0 mağlup etti. Yoğun savunma mücadeleleri ve bireysel performansların öne çıktığı karşılaşmada, Jude Bellingham, Vinicius Junior’ın şutunun direkten dönen topuna hızlı bir şekilde tepki vererek 57. dakikada belirleyici golü kaydetti. Bu galibiyet, Real Madrid’i ilk üç maçında üç galibiyete taşıyarak dokuz puan ve +7 averajla beşinci sıraya taşıdı. Ancak manşetleri süsleyen asıl şey, genç Türk yıldız Arda Güler’in performansıydı.

Real Madrid’e geldiğinden beri dikkatleri üzerine çeken 20 yaşındaki orta saha oyuncusu Güler, Avrupa sahnesinde birçok kişinin “çılgın performansı” olarak adlandırdığı performansı sergiledi. Teknik direktör Xabi Alonso yönetiminde orta sahada göreve başlayan Güler, özellikle Real Madrid’in topa hakim olduğu ve sayısız gol fırsatı yarattığı ilk yarıda Los Blancos’u öne taşımada etkili oldu. 36. dakikada ceza sahası dışından sol ayağıyla çektiği şutu Juventus kalecisi Michele Di Gregorio kurtardı, Kylian Mbappe ise gol pası verdi. 30. dakikada ise uzaktan attığı bir şut daha engellendi ve bu da onun risk alma isteğini gösterdi. Güler’in kornerlerden attığı ortalar kritikti ve Eder Militao ile Aurelien Tchouameni’nin kafa vuruşlarıyla Juventus savunmasını zorladı.

İstatistiksel olarak, Güler’in performansı gerçekten olağanüstüydü. Sahadaki tüm oyuncular arasında en yüksek isabet oranına sahip yedi kilit pas kaydeden Güler, savunmaları açmadaki vizyonunu ve hassasiyetini ortaya koydu. Attığı altı uzun topun tamamı hedefine ulaştı, bir başarılı dripling yaptı ve beş düello kazandı; bu da çok yönlü katkısını vurguladı. Performansı analistlerden 8/10 puan aldı ve Juventus gibi zorlu bir rakibe karşı bu sezonki olağanüstü performansı övgüyle karşılandı. 75. dakikada oyundan daha savunma odaklı Eduardo Camavinga ile değiştirilen Guler, Juventus’un son dakikalardaki baskısına rağmen Real Madrid’in kontrolünü korumasındaki etkisini takdir eden ev sahibi taraftarların ayakta alkışları arasında sahadan ayrıldı.

Ancak sadece sahadaki başarıları ses getirmedi; Güler, eşi benzeri görülmemiş bir rekorla adını tarih kitaplarına yazdırdı. Henüz 20 yıl 241 günlükken, Şampiyonlar Ligi tarihinde tek bir maçta yedi kilit pas kaydeden en genç oyuncu oldu ve köklü yıldızların daha önce belirlediği rekorları geride bıraktı. Bu başarı, genç yeteneklerin genellikle deneyimli takımlara karşı anında etki yaratmakta zorlandığı turnuvanın köklü mirası göz önüne alındığında özellikle dikkat çekici. Kaynaklar, Güler’in hızlı yükselişini ve teknik becerisini vurgulayan bu başarıyı türünün ilk örneği olarak doğruluyor. Futbol tarihçileri ve analistleri, onun yaşındaki hiçbir oyuncunun böylesine yüksek riskli bir oyunda yaratıcı metriklere hakim olmadığını ve bunun Avrupa’nın en önemli kulüp turnuvasındaki yükselen orta saha oyuncuları için beklentileri yeniden tanımlayabilecek bir dönüm noktası olduğunu hemen belirttiler.

Maçın Adamı olarak UEFA yetkilileri tarafından açıklandığı son düdüğün hemen ardından, Güler’in tepkisi futbol dünyasında şok etkisi yarattı. Yayıncılar tarafından kaydedilen maç sonrası röportajında, genç yıldız gerçekten şaşkın görünüyordu ve haberi duyduğunda inanmazlıkla basit ama derin bir “Ben!?” dedi. Bu mütevazı, fal taşı gibi açılmış gözlerle verdiği cevap, mahcup bir gülümsemeyle birlikte, sahada sergilediği özgüvenle keskin bir tezat oluşturarak taraftarları, uzmanları ve hatta takım arkadaşlarını hayrete düşürdü.

Güler, birkaç dakika sonra, “İnanamadım,” diye açıkladı, “Bellingham gibi oyuncuların gol attığı ve Courtois’nın kurtarışlar yaptığı bir dönemde, ödülün onlardan birine gideceğini düşünmüştüm. Bu gerçeküstü.” Alçakgönüllülük ve şaşkınlıkla bezeli bu açıklaması dünya çapında yankı buldu ve taraftarların, küstah süperstarların hüküm sürdüğü bir dönemde mütevazılığını canlandırıcı olarak nitelendirdiği sosyal medya platformlarında gündem oldu. 

Bazıları bunu onun ayakları yere basan kişiliğinin bir işareti olarak yorumlarken, diğerleri ise dünyanın dört bir yanındaki ezilenler için bir motivasyon kaynağı olarak gördü. Güler’in bu noktaya kadarki yolculuğu azim ve umut dolu oldu. Ankara, Türkiye doğumlu olan Güler, 2023’te Real Madrid tarafından 20 milyon avroya transfer edilmeden önce Fenerbahçe formasıyla sahneye fırladı. İlk sakatlıklar onun takıma adaptasyonunu sekteye uğrattı, ancak bu sezon Alonso’nun rehberliğinde kilit bir oyuncu haline geldi, düzenli olarak ilk 11’de yer aldı ve hem iç saha hem de Avrupa kupalarında asist yaptı. Dokuz Şampiyonlar Ligi maçındaki asisti de dahil olmak üzere tüm kulvarlardaki istatistikleri, orta sahadan oyuna etki edebilen çok yönlü bir yetenek tablosu çiziyor. Alonso’nun Mesut Özil ve Guti gibi efsanelerle yaptığı karşılaştırmalar, onun benzersiz vizyon, teknik ve yetenek karışımını vurguluyor.

Juventus’a karşı sergilediği bu performans, Real Madrid’in başarısını güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda Güler’i Barcelona’ya karşı merakla beklenen El Clasico da dahil olmak üzere önümüzdeki maçlarda potansiyel bir ilk 11 oyuncusu olarak konumlandırıyor. Mbappe ve Vinicius’un ölümcül bir hücum oluşturmasıyla, Güler’in yaratıcılığı bir başka Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu arayışında eksik parça olabilir. Taraftarlar çevrimiçi forumları övgülerle doldurdu; biri “İşte benim oğlum” derken, bir diğeri onu “Kral Arda” olarak taçlandırdı. Maç sonrası şaşırtıcı tevazuuyla, egoların egemen olduğu bir sporu daha da insanlaştırarak, onu daha da sevdirdi.

Bu unutulmaz gecenin tozu dumanı dağılırken, Güler’in rekoru ve açıklaması, futbolun öngörülemez güzelliğini hatırlatıyor. Rekorların kırılıp yeniden inşa edildiği bir dünyada, onun başarısı gençliğin deneyime üstün gelmesinin bir kanıtı olarak duruyor. Futbol camiası, bu Türk harikasının, her seferinde bir kilit pas atarak mirasını yazmaya devam etmesini heyecanla izliyor.

Etkileri sahanın ötesine uzanıyor. Güler’in yükselişi, Türkiye’de ve Avrupa genelinde genç oyunculara ilham veriyor ve beslendiğinde yeteneğin engelleri aşabileceğini kanıtlıyor. Real Madrid’in Avrupa’daki mükemmel başlangıcı, bu bireysel dehayla birleşince, sezonun geri kalanı için yüksek bir çıta belirliyor. Alonso kadrosunu gelecekteki zorluklara hazırlarken, Güler’in adı artık hem performans hem de kişilik olarak yenilikçilik ve sürprizle eş anlamlı.

2025/26 Şampiyonlar Ligi’nin daha geniş bağlamında, bu maç, takımların lig aşamasında zirveye ulaşmak için yarıştığı, değişen formatın yoğunluğunu vurguladı. Juventus, mağlubiyete rağmen direnç gösterdi ve Courtois’nın kahramanlıkları olmasa bile Vlahovic neredeyse eşitliği sağladı. Real Madrid için yenilmezlik serisini sürdürmek çok önemli olacak ve Güler’in katkıları şüphesiz çok önemli bir rol oynayacak.

Sonuç olarak, 22 Ekim 2025, sadece üç puanla değil, rekorları altüst eden ve beklenmedik anlarda hepimize neşeyi hatırlatan bir yıldızın ortaya çıkışıyla da hatırlanacak. Güler’in “Ben!?” dizesi, senaryolu bir dünyada gerçek bir sürprizin sembolü olarak yankılanıyor, küresel futbol izleyicisini büyülüyor ve spor tarihindeki yerini sağlamlaştırıyor.